Ahmet Zorlu
  Güncelleme: 30-05-2022 09:35:00   30-05-2022 09:32:00

AYNEN ÖYLE SAYIN BÜYÜKKILIÇ..

AYNEN ÖYLE SAYIN BÜYÜKKILIÇ..

Enteresandır, en tepenizdekinden en alt kademe yöneteninize, seçilmişinize kadar yaşanan gerçeklerin dile getirilmesine tahammül edemiyor, lehinize olan en küçük olguyu abartmak noktasında ise bizleri hayretler içinde bırakıyorsunuz.

Tarihi kale içinde bir program sonrası vatandaşlar ile sohbet eden yeni Valimizin yanına yaklaşan bir yurttaş, kent merkezindeki parkların tamamının Suriyeliler tarafından doldurulduğunu, çocukların parklara gidemediğinden yakınıyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı hemen müdahale ediyor, “Hayır öyle değil, bu çocukların Türk mü, Suriyeli mi olduğunu nereden anlıyorsunuz, kimliklerine baktınız” diye çıkışıyor.

Bu arada cevval koruma, bu sohbeti kaydeden Tv kameramanının çekim yapmaması için müdahale ediyor.

Önce Büyükkılıç’ın, ’Hayır öyle değil’inden başlayalım.

Aynen öyle Sayın Büyükkılıç.

Yıllardır Belediye Başkanlığını yaptığınız Melikgazi’de, belediye binasının yanıbaşındaki Kılıçaslan Mahallesi’nden başlayalım.

Hani şu parklarını, Suriyelilerin gelmeye başladığı ilk dönemlerde Türkçe ve Arapça tabelalarla donattığınız, sonra bu tabelaları sessizce söktüğünüz parklardan.

Bu parkların bir tanesi yürüyüş güzergahımdadır.

Her gün içinden geçerim.

Melikgazi Belediye Binasının çapraz karşısında.

Bir gün uğrayıverin ve oradaki insan gruplarından birine yaklaşıp sohbet etmeyi deneyin, Arapça bilmiyorsanız yüzüne bön bön bakan kadın ve erkek toplulukları olduklarını göreceksin.

Oradan Barış Manço Parkı’na iniverin, İnönü Parkına uğrayıverin aynı manzara.

Hani diyorsunuz ya, “Nereden biliyorsun bu çocukların Suriyeli olduklarını, kimliklerine mi baktın” diye.

Bakmaya ne gerek Sayın Büyükkılıç.

Önde bir erkek, arkasında 3 çarşaflı kadın ve 10-15 çocuk yürüyorsa ve Arapça konuşuyorlarsa kimliklerine bakmanıza gerek kalmıyor.

Yani diyeceğim, bu yurttaşın Sayın Vali ile görüşmesinde dile getirdiği, tamamen Kayseri’nin yaşadığı gerçeği ortaya koyuyor.

Ama dedim ya, siz hoşunuza gitmeyen gerçeklerin dillendirilmesinden hoşlanmayanlardansınız.

Gelelim  Cevval korumanın, sohbeti görüntülemeye çalışan kameramanı engelleme girişimine.

Doğaldır.

Siz çok sesli değil, tek sesli hale getirdiniz geneldeki ve yereldeki yazılı ve sesli yayın organlarını.

O koruma da gazeteciliğin, her gördüğünü görüntülemek, dile getirilen sorun varsa kamuoyuna yansıtmak olduğunu bilmiyor, ondan müdahale etmiştir, Valinin gözü önünde belediye başkanı koruması,  kameramana.

Sayın Vali’ye de burada bir çift sözüm var.

Siz gelmeden ben gündeme getirmiştim, ama malum medyamız Hasekiyi üzmemek için görmezden gelmişti.
Erciyesevler Mahallesinde bir Cuma namazı çıkışı.

Sayın Mehmet Özhaseki ve Sayın olakbayrak, Sayın Cumhurbaşkanının yaptığı gibi Cumalıkta halkı selamlıyorlar.

Arkasında, devletin görevlendirdiği koruma.

Korumanın elinde Sayın Özhaseki’nin namaz kılarken ya da abdest alırken oturduğu katlanabilir tabure ve yanında bir de seccade.

Fotoğrafı paylaşarak, “Devletin size verdiği koruma sizin babanızın uşağı değildir” diye uyarmıştım.

Meğer bu koruma kardeşimiz, ablasını Talas Belediyesi’nde, eşini de bir başka belediyemizde işe yerleştirerek almış hizmetinin karşılığını.
Devletin polisi, halkın, ili ve ülkeyi yönetenlerin can ve mal güvenliğini sağlamakla yükümlüdür, yükümlü olmalıdır.

Seccade taşımak, tabure taşımak, görevini yapan kameramana müdahale ederek görevini yapmayı engellemek gibi görevleri yoktur, olmamalıdır.

Büyükşehir Belediye Başkanını korumakla yükümlü bir polis memurunun, görevini yapan bir kameramanı engelleme işgüzarlığı, en başından size saygısızlıktır.

Hala Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sında “Basın hürdür, sansür edilemez” ilkesi vardır.

Ama bu gün yönettiğiniz kentte, esnaf odaları birliği seçiminde, kentin esnafını yönetmeye talip kafa, çıkan tartışmayı görüntüleyen gazetecinin üzerine, tutulmuş adamlarını salarak bir de sesleniyor;

“Kamerasına el koyun” diye.

Umarım, sizin görev döneminizde bu kentte bazı şeyler ahbap-çavuş ilişkilerinden çıkarılarak olması gereken Anayasal çizgide yürümeye, yürütülmeye başlar.

O nedenle, geldiğiz gün yazdığım, “Hoşgeldiniz” yazısı size gösterilmedi ise basın yayın sorumlusunu çağırın ve o yazıyı okuyun.

Göreceksiniz, yaşayacaklarınızı, bu kente atananların yaşadıklarını ne kadar gerçekçi bir dille özetlediğimi.

Ve umarım, gazetecinin görevini engellemeye kalkışan bu işgüzar memur kardeşimize de asli görevini hatırlatırsınız.

Konuk Yazar Ahmet ZORLU

  Bu yazı 11279 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • Tüm Anketler
    Web sitemize Beğendinizmi?
    ŞANS OYUNLARI
    HABER ARŞİVİ
    GAZETEMİZ
    YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş